- Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
- Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
- Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
- Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
- Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
- Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Kur'an (332. Gün)
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası) |
|
| en-NİSÂ | |
| 147 | Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir. |
| 148 | Allah kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka. Allah her şeyi işitici ve bilicidir. |
| 149 | Bir iyiliği açıklar yahut gizlerseniz veya bir kötülüğü (açıklamayıp) affederseniz, şüphesiz Allah da ziyadesiyle affedici ve kadirdir. |
| 150 | Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip "Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu; |
| 151 | İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. |
| 152 | Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. |
| 153 | Ehl-i kitap senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Onlar Musa'dan, bunun daha büyüğünü istemişler de, "Bize Allah'ı apaçık göster" demişlerdi. Zulümleri sebebiyle hemen onları yıldırım çarptı. Bilâhare kendilerine açık deliller geldikten sonra buzağıyı (tanrı) edindiler. Biz bunu da affettik. Ve Musa'ya apaçık delil (ve yetki) verdik. |
| 154 | Söz vermeleri (ni takviye) için Tûr'u başlarına diktik de onlara, "Baş eğerek kapıdan girin" dedik, "Cumartesi günü sınırı aşmayın" dedik. Kendilerinden sağlam söz aldık. |
| 155 | Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflanmıştır" demeleri sebebiyle (onları lânetledik, türlü belâlar verdik. Onların kalpleri kılıflı değildir;) tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur; pek azı müstesna artık iman etmezler. |
| 156 | Bir de inkâr etmelerinden ve Meryem'in üzerine büyük bir iftira atmalarından; |
| 157 | Ve "Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler. |
| 158 | Bilâkis Allah onu (İsa'yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir. |
| 159 | Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır. |
| 160 | Yahudilerin yaptıkları zulümden, bir de çok kimseyi Allah yolundan çevirmelerinden, menetmelerinden dolayı kendilerine (daha önce) helâl kılınmış bulunan temiz ve iyi şeyleri onlara haram kıldık |
| 161 | Menedildikleri halde faizi almalarından ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemelerinden dolayı içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık. |
| 162 | Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekâtı verenler; Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz. |
| 163 | Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve (nitekim) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, esbâta (torunlara), İsa'ya, Eyyûb'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik. Davud'a da Zebûr'u verdik. |
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası) |
|
| NİSA | |
| 147 | Şükretmesini bilir de ardından iman ederseniz, Allah size ne diye azap etsin? Allah kimsenin şükrünü boşa çıkarmaz. Ne yaptığını da gayet iyi bilir. |
| 148 | Allah, kötülüğün bir haksızlığa yol açması dışında açıkça dile getirilmesini sevmez. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor. |
| 149 | Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz veya bir kötülüğü bağışlarsanız, bilin ki Allah da çok bağışlayıcıdır, her şeye gücü yetendir. |
| 150 | Allah'a ve elçilerine inanmayanlar yahut Allah'ı tanıyıp elçileri tanımayarak aralarında ayırım yapmak isteyenler veya "elçilerin kimine inanırız, kimine inanmayız" diyerek küfür ile iman arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; |
| 151 | İşte onlar kâfirlerin ta kendileridir. Ve bu kâfirleri aşağılayıcı bir azap bekliyor. |
| 152 | Allah'a ve elçilerine iman eden ve elçilerinden hiç birinin arasında ayırım yapmayanlara gelince, onları büyük bir karşılama bekliyor. Allah bağışlayıcıdır, sevgi ve merhamet kaynağıdır. |
| 153 | Önceki çağlarda kitap verilenler, senden kendilerine gökten bir kitap indirivermeni istiyorlar. Çok görme, Musa'dan daha da büyüğünü istediler. "Allah'ı bize açıkça göster" dediler. Zulümleri yüzünden yıldırım çarpmışa döndüler. Sonra kendilerine onca açıklamalar gelmişken, tuttular buzağıya taptılar. Fakat yine de bunları bağışlamış ve Musa'ya apaçık deliller vermiştik. |
| 154 | Sina Dağı'nı şahit tutarak onlardan söz almıştık. "Tevazu içinde şehrin kapısından girin" demiştik. "Cumartesi yasağını delmeyin " diye kendilerini uyarmıştık ve onlardan sağlam söz almıştık. |
| 155 | Başlarına gelenler, verdikleri sözü tutmamaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, elçileri haksız yere öldürmeleri ve "bunlara ihtiyacımız yok" demelerinden dolayıdır. İşin gerçeği Allah, inkarları yüzünden onların kalplerini mühürlemiştir. Şimdi artık çok az şeye inanırlar. |
| 156 | Çünkü inkar ettiler ve Meryem'e büyük bir iftira attılar. |
| 157 | Çünkü "Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i biz öldürdük" dediler. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat öyle olduğunu sandılar. Onda anlaşmazlığa düşenler, bundan dolayı şüphe içindedirler. Tahmin yürütmekten başka hiç bir bildikleri yoktur. O'nu gerçekte öldürmediler. |
| 158 | Bilakis, Allah onu kendine yükseltti. Allah daima güçlüdür, bilgedir. |
| 159 | Önceki çağlarda kendilerine kitap verilenler, yaşadıkları sürece onun davasının kesinlikle yok edilemeyeceğini görecekler. Kıyamet gününde de aleyhlerine şahit olacaktır. |
| 160 | Yahudilerin zalimlikleri ve insanları Allah yolundan çevirmeleri sebebiyle, aslında serbest olan, hayatın birçok nimetlerinden onları mahrum bıraktık. |
| 161 | Çünkü yasaklanmış olduğu halde faiz alıyorlardı. Hem de halkın mallarını haksızca yiyorlardı. Böylece içlerinden kâfir olanlarına acı bir azap hazırladık. |
| 162 | Bununla beraber aralarından ilimde derinleşmiş olanlara, sana ve senden öncekilere indirilmiş olana iman edenlere / güvenenlere, destekleşmeyi / dayanışmayı ayağa kaldıranlara, ihtiyaçtan fazlasını vererek arınanlara ve Allah'a ve ahiret gününe inananlara gelince, işte onlara yakında büyük bir mükafat vereceğiz. |
| 163 | Biz sana, Nuh'a vahyettiğimiz gibi ve ondan sonra gelen bütün elçilere vahyettiğimiz gibi vahyettik. Tıpkı İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettiğimiz ve Davud'a Zebur'u verdiğimiz gibi... |
WhatsApp ile iletişim