Kur'an (339. Gün)

  • Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
  • Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
  • Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
  • Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
  • Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
  • Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası)
  en-NÛR
44 Allah, gece ile gündüzü birbirine çeviriyor. Şüphesiz bunda basiret sahipleri için mutlak bir ibret vardır.
45 Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... Allah dilediğini yaratır; şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
46 Andolsun biz (bilmediklerinizi size) açık seçik bildiren âyetler indirdik. Allah, dilediğini doğru yola iletir.
47 (Bazı insanlar:) "Allah'a ve Peygamber'e inandık ve itaat ettik" diyorlar; ondan sonra da içlerinden bir gurup yüz çeviriyor. Bunlar inanmış değillerdir.
48 Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.
49 Ama, eğer (Allah ve Resûlünün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise, ona boyun eğip gelirler.
50 Kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa şüphe içinde midirler, yahut Allah ve Resûlünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!
51 Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.
52 Her kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.
53 (Münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malûmdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
54 De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber'e düşen, sadece açık-seçik duyurmaktır.
55 Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vâdetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.
56 Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber'e itaat edin ki merhamet göresiniz.
57 İnkâr edenlerin, yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakacaklarını sanmayasın! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeri!
58 Ey müminler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem (kapanmamış) halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. İşte Allah âyetleri size böyle açıklar. Allah, (her şeyi) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
59 Çocuklarınız ergenlik çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar. Allah alîmdir, hakîmdir.
60 Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, zinetleri (yabancı erkeklere) teşhir etmeksizin (bazı) elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir.
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası)
  NUR
44 Allah, gece ile gündüzü birbirinin yerine geçiriyor. Vicdanının sesini dinleyebilenler için bunlarda ibret vardır.
45 Allah, kımıldayan her canlıyı sudan yarattı. Onların kimi karnı üzerinde, kimi iki ayak üstünde, kimi de dört ayak üstünde yürüyor. Allah dilediğini yaratır. Allah'ın her şeye gücü yeter.
46 İyi dinleyin! Biz apaçık sözlü deliller indirdik. Allah layık gördüğünü doğruluk ve dürüstlük yolunda yürütür.
47 Kimileri "Allah'a ve peygamberine inandık ve itaat ettik" diyorlar. Sonra bazıları yan çiziyorlar. Bunlar inanmış değillerdir.
48 Onlardan kimileri, aralarında karar vermesi için Allah'a ve Resulü'ne çağrılınca burun kıvırıyorlar.
49 Durum kendi lehlerine ise kabul ediyorlar.
50 Kalplerinde hastalık mı var bunların? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yahut Allah ve elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, bunlar zâlimlerin ta kendileridir.
51 Aralarında karar vermesi için Allah'a ve peygamberine çağrıldıkları zaman iman edenlerin / güvenenlerin sözü ancak, "işittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte bunlardır kurtuluşa erenler.
52 Kim Allah'a ve peygamberine itaat eder, Allah'a karşı korku ve titreme içinde olur ve O'nun bilinciyle yaşarsa zafer işte onların olacaktır.
53 O münâfıklar / infâk etmeyenler, emrettiğin takdirde hiç tereddüt etmeden savaşa çıkacaklarına dair var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. Onlara söyle: "Yemin edip durmayın. İtaatinizin ne olduğu herkesin malumu. Allah bütün yaptıklarınızdan kesinlikle haberdardır."
54 Söyle onlara: "Allah'a itaat edin, peygambere itaat edin." Eğer itaat etmezseniz, ona düşen kendi sorumluluğunu yerine getirmek, size düşen de kendi sorumluluğunuzun gereğini yapmaktır. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolda yürümüş olursunuz. Peygamberin görevi açıkça duyurup iletmekten başka bir şey değildir.
55 Allah söz veriyor: İman edip iyilik, güzellik, doğruluk için çalışanlar, önceki çağlarda örneği görüldüğü gibi yeryüzünün halifeliğine gelecek. Onlar için razı olunan din güçlenecek, korku, yerini güvene bırakacak. Çünkü onlar, bana ortak koşmayanlar, yalnızca benim için çalışıp bana ibadet edenlerdir. Artık bundan sonra kim kâfirlik ederse işte onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir.
56 Öyleyse destekleşmeyi / dayanışmayı ayağa kaldırın, ihtiyaçtan fazlasını vererek arının ve peygambere itaat edin ki üzerinize sevgi ve merhamet yağsın.
57 Sakın o kâfirlerin yeryüzünde karşı konulmaz bir güce sahip olduklarını sanma. Onların varacakları yer ateştir. Ne berbat bir yerdir orası..!
58 Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar ve henüz ergenlik çağına girmemiş olan çocuklarınız şu üç vakitte yanınıza izin isteyerek girsinler: Sabah namazından önce, öğle sıcağında elbisenizi çıkardığınız sırada ve yatsı namazından sonra... Bunlar uygunsuz vaziyette olabileceğiniz vakitlerdir. Bunların dışında birbirinizin yanına girip çıkmanızda sizin için de onlar için de bir sakınca yoktur. Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor. Allah her şeyi bilir, çok bilgedir.
59 Aranızdaki çocuklar ergenlik çağına girdiği zaman, öteki yetişkinlerin yaptığı gibi izin istesinler. Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor. Allah her şeyi bilir, çok bilgedir.
60 Evlenme arzusu kalmamış yaşlı kadınların, açılıp saçılarak dikkat çekmek niyetleri olmamak şartıyla, örtünmeden dışarı çıkmalarında bir sakınca yoktur. Ama sakınmaları kendileri için daha hayırlı olur. Allah her şeyi duyuyor, her şeyi biliyor.