Kur'an (364. Gün)

  • Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
  • Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
  • Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
  • Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
  • Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
  • Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası)
  el-MÂİDE
90 Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
91 Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?
92 Allah'a itaat edin, Resûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resûlümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir.
93 İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.
94 Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki gizlide (kimsenin görmediği yerde, gerçekten) kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acı bir azap vardır.
95 Ey iman edenler! İhramlı iken avı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse öldürdüğü hayvanın dengi (ona) cezadır. (Buna) Kâbe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kişi hükmeder (öldürülen avın dengini takdir eder). Yahut (avlanmanın cezası), fakirleri doyurmaktan ibaret bir keffârettir, yahut onun dengi oruç tutmaktır. Ta ki (yasak av yapan) işinin cezasını tatmış olsun. Allah geçmişi affetmiştir. Kim bu suçu tekrar işlerse Allah da ondan karşılığını alır. Allah daima galiptir, öç alandır.
96 Hem size hem de yolculara fayda olmak üzere (faydalanmanız için) deniz avı yapmak ve onu yemek size helâl kılındı. İhramlı olduğunuz müddetçe kara avı size haram kılındı. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun.
97 Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah'ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah'ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir.
98 Biliniz ki Allah'ın cezalandırması çetindir ve yine Allah'ın bağışlaması ve esirgemesi sınırsızdır.
99 Resûle düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.
100 De ki: Pis ve kötü ile temiz ve iyi bir değildir; pis ve kötünün çokluğu tuhafına gitse (yahut hoşuna gitse) de (bu böyledir). Öyleyse ey akıl sahipleri! Allah'tan korkunuz ki kurtuluşa eresiniz.
101 Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer Kur'an indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. (Açıklanmadığına göre) Allah onları affetmiştir. (Siz sorup da başınıza iş çıkarmayın). Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir.
102 Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu.
103 Allah bahîra, sâibe, vasîle ve hâm diye bir şey (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfirler, yalan yere Allah'a iftira etmektedirler ve onların çoğunun da kafaları çalışmaz.
104 Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Resûl'e gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?
105 Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir.
106 Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse sizden olmayan, başka iki kişi (şahit olsun). Eğer şüpheye düşerseniz o iki şahidi namazdan sonra alıkor, "Bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba (menfaatine) de olsa; Allah (için yaptığımız) şahitliği gizlemiyeceğiz, (aksini yaparsak) bu takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz" diye Allah üzerine yemin ettirirsiniz.
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası)
  MAİDE
90 Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve gelecek hakkında kehanette bulunmak, şeytan işi iğrençliklerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
91 Şeytan, içki ve kumarla sadece aranıza düşmanlık ve kin sokmak, ve sizi Allah'ı anmaktan ve destekleşme / dayanışma içinde olmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyorsunuz değil mi?
92 Allah'ı ve peygamberi dinleyin, karşı gelmekten sakının. Eğer dinlemezseniz, biliniz ki elçimize düşen sadece açık bir tebliğden ibarettir.
93 İman edip iyilik, güzellik, doğruluk için çalışanlara bundan böyle sakındıkları, imanlarında sebat ettikleri, iyiliğe, güzelliğe, doğruluğa devam ettikleri sürece tattıklarından dolayı sakınca yoktur. Yeter ki, sakınmaya ve iman etmeye devam etsinler. Sakınma duygusunu / Allah bilincini içlerinde derinleştirsinler, güzel ahlaka sarılsınlar. Çünkü Allah, güzel ahlak sahiplerini sever.
94 Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve silahlarınızın menziline giren hayvanları öldürme konusunda sınayacak ki, gıyabında kendisinden korkanlar meydana çıksın. Kim buna rağmen saldırganlık yaparsa, onu acı bir azap bekliyor.
95 Ey iman edenler / güvenenler! Sizler hac yaparken bir hayvanı dahi öldürmeyin. Kim bir hayvanı kasten öldürürse, Kabe'ye sunulacak bir hediye olmak üzere adalet sahibi iki kişinin vereceği kararla, öldürdüğü hayvanın bedelini tazmin etmelidir. Veya öldürdüğü havyana karşılık yoksulları doyurmalı veya onun dengi oruç tutmalıdır. Ta ki bu şekilde yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi atfetmiştir. Fakat kim bir daha yaparsa, Allah ondan intikamını alır. Allah azizdir, kötülere karşı intikamı vardır.
96 Deniz hayvanları ve onu yemek, size ve yolculukta olanlarınıza yiyecek olmak üzere serbesttir. Kara hayvanları ise hac esnasında yasaktır. Huzuruna varıp toplanacağınız Allah'tan sakının.
97 Allah Kabe'yi, o Beyt-i Haram'ı insanlık için ayağa kalkış yeri yaptı. Yine o hac ayını, hediyeleri, işaretlerini de... Bütün bunlar, göklerin ve yerin bir sahibinin olduğu ve O'nun her şeyi bildiği bilincinin sizde oluşması içindir. Allah her şeyi biliyor.
98 Biliniz ki, Allah'ın hem azabı çok çetin hem de bağışlaması, sevgi ve merhameti sonsuzdur.
99 Peygamberin üzerine düşen sadece tebliğdir. Açıkladığınız ve sakladığınız şeylerin hepsini bilecek olan ise yalnızca Allah'tır.
100 De ki: "Kötü ve çirkin olanla güzel ve temiz olan aynı kefeye konamaz. Kötü ve çirkin olan şeylerin bir çoğu sana zevk verse bile... Şu halde, ey akıl ve vicdan sahipleri sakının ki kurtuluşa eresiniz.
101 Ey iman edenler! Size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Oysa Kur'an indirildiği esnada sorarsanız onlar size açıklanır. Allah onları şimdilik affetmiştir. Allah çok bağışlayan ve çok yumuşak davranandır.
102 Sizden önceki insanlar böyle sorular sorarak kâfirliğe varmışlardı.
103 Kulağı yarılarak, başıboş bırakılarak, erkek-dişi ikizler doğurdu diyerek veya on defa doğurması yüzünden artık yük vurulamaz diyerek bazı hayvanların yasaklanması Allah'ın emri değildir. Fakat o kâfirler, Allah adına yalan uyduruyorlar. Bir çoğu akılsızca hareket ediyor.
104 Bunlara, "gelin Allah'ın indirdiği hükümlere ve peygambere " denildiği zaman, "atalarımızın geleneği bize yeter" derler. Peki, ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda yürümeyen kimseler idiyse, yine de mi?
105 Ey iman edenler / güvenenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda yürüdükçe, sapıtmış olanlar size bir zarar veremez. Dönüp dolaşıp Allah'a varacaksınız. O size neler yaptıklarınızı, o zaman bir bir haber verecek.
106 Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm işaretleri geldiğinde, vasiyette bulunurken, kendi içinizden iki adaletli kişiyi şahit tutun. Eğer yolculukta iseniz, sizden olmayan iki kişiyi şahit tutun. Bunları destekleşme / dayanışma toplantısından sonra bekletirsiniz. Eğer içinize bir şüphe düşerse, her birinden Allah adına şöyle söz alın: "Akraba da olsa sözümüz namustur. Hiç bir şeyle değişmeyiz. Allah'ın huzurunda gördüklerimizi saklamayız, aksi halde hiç kuşkusuz günahkar oluruz."