Kur'an (175. Gün)

  • Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
  • Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
  • Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
  • Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
  • Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
  • Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası)
  YÛNUS
37 Bu Kur'an Allah'tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o Kitab'ı açıklayandır. Onda şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir.
38 Yoksa, Onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah'tan başka, gücünüzün yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre getirin.
39 Bilakis, onlar ilmini kavrayamadıkları ve yorumu kendilerine asla gelmemiş olan (Kur'an'ı) yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Şimdi bak, zalimlerin sonu nasıl oldu!
40 İçlerinden öylesi var ki ona (Kur'an'a) inanır, yine onlardan öylesi de var ki ona inanmaz. Rabbin bozguncuları en iyi bilendir.
41 (Resûlüm! ) onlar seni yalanlarlarsa de ki: Benim işim bana, sizin işiniz de size aittir. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.
42 Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat sağırlara -üstelik akılları da ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
43 Onlardan sana bakan da vardır. Fakat -hele (gerçeği) göremiyorlarsa- körleri sen mi doğru yola ileteceksin?
44 Şüphesiz ki Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler.
45 Allah'ın onları, sanki günün ancak bir saati kadar kaldıklarını zanneder vaziyette yeniden diriltip toplayacağı gün aralarında birbirleriyle tanışırlar. Allah'ın huzuruna varmayı yalanlayanlar elbette zarara uğramışlardır. Zira onlar doğru yola gitmemişlerdi.
46 Eğer onları tehdit ettiğimiz (azabın) bir kısmını sana (dünyada iken) gösterirsek (ne âlâ); yok eğer (göstermeden) seni vefat ettirirsek nihayet onların dönüşü de bizedir. (O zaman onlara ne olacağını göreceksin). Sonra, Allah onların yapmakta olduklarına da şahittir.
47 Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.
48 Doğru iseniz bu vaad (azap) ne zamandır? diyorlar.
49 De ki: "Ben kendime bile Allah'ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim." Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.
50 De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah'ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsınız?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!
51 Başınıza belâ geldikten sonra mı O'na iman edeceksiniz, şimdi mi? (Çok geç). Halbuki onu (azabın gelmesini) istemekte acele ediyordunuz?
52 Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, "Ebedî azabı tadın!" denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?
53 "O (azap) bir gerçek midir?" diye senden haber istiyorlar. De ki: Evet, Rabbime andolsun ki o şüphesiz gerçektir ve siz âciz bırakacak değilsiniz.
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası)
  YUNUS
37 Bu Kur'an, Allah'tandır. Başkası tarafından uydurulamaz. Önceki çağlardan doğru namına ne kalmışsa hepsini sürdürmektedir. Ayrıntılı bir şekilde açıklanan bu kitap, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. İçinde hiçbir tutarsızlık yoktur.
38 Yoksa, "onu uydurdu" mu diyorlar? Söyle onlara: "Peki, onun gibi bir sure getirin bakalım. Allah'tan başka gücünüzün yettiğini de çağırın. Eğer sözünüzün eri iseniz yapın bunu."
39 Hayır! Onlar, hakkında tam bilgi sahibi olmadıkları ve anlamadıkları bir şeye "yalan" dediler. Bunlardan önce gelip geçenler de böyle yalanlamaya kalkmışlardı. Ancak bak, zâlimlerin sonu ne oldu.
40 Onlardan buna inanacaklar da var, inanmayacaklar da... Rabbin, niyeti bozuk olanları çok iyi biliyor.
41 Eğer "Sen yalan söylüyorsun. " diye ısrar ederlerse, de ki: "Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız size... Siz benim yaptığımdan sorumlu değilsiniz, ben de sizin yaptığınızdan sorumlu değilim."
42 Aralarında sana kulak veriyormuş gibi yapanlar var. Akılları tutulmuşken sağırlara sen mi duyuracaksın?
43 İçlerinden sana bakıyormuş gibi yapanlar da var. Vicdanları körelmişken körleri sen mi yola getireceksin?
44 Açın kulağınızı! Allah insanlara zerre miktarı haksızlık etmez, ama insanlar kendilerine haksızlık ederler.
45 Allah mahşer günü onları toplayınca, dünyada sanki tanışmalarına yetecek kadar, gündüzün bir saatinden fazla kalmamışlar gibi gelecek. Allah'ın huzuruna çıkacaklarını yalanlayıp da doğru yolda yürümemiş olanlar çok pişman olacak, çok..!
46 Onlara söz verdiğimizin bir kısmını sana hemen göstersek veya göstermeden canını alsak da, onların dönüşü bizedir. Allah, onların bütün yaptıklarını görüyor.
47 Her toplumun bir peygamberi vardır. Elçileri gelince aralarında adalet ve eşitlikle karar verilir, hiçbirine haksızlık edilmez.
48 48-49: "Söz edip durduğunuz gün ne zamanmış, eğer doğru söylediğinizi farz edersek?" diyorlar. Onlara söyle: "Ben, Allah'ın uygun gördüğünün dışında kendi kendime ne bir yarar, ne de bir zarar verebilirim." Her toplumun bir ömrü vardır. Süre dolunca, artık onu bir an bile ne erteleyebilir, ne de çabuklaştırabilirler.
49
50 Söyle onlara: "O'ndan bir azabın, gece vakti veya güpegündüz geldiğini düşünün... Günaha batmış olanlar, bunlardan hangisinin hemen gelmesini isterler?"
51 Geldikten sonra mı ona inanacaksınız, yoksa şimdi mi? Oysa onun acele gelmesini isteyip duruyordunuz?
52 Sonra zulmedenlere denilecek ki: "Tadın bakalım o aralıksız azabı. Bu, kendi ellerinizle yaptıklarınızın karşılığından başka bir şey mi?"
53 "Bütün bunlar gerçek mi?" diye senden soruyorlar. Cevap ver: "Evet! Rabbime yemin ederim ki, bunlar Haktır. Bundan asla kaçamayacaksınız."