Kur'an (359. Gün)

  • Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
  • Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
  • Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
  • Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
  • Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
  • Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası)
  el-MÂİDE
5 Bugün size temiz ve iyi şeyler helâl kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (yahudi, hıristiyan vb. nin) yiyeceği size helâldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Kim (İslâmî hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır.
6 Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.
7 Allah'ın size olan nimetini, "Duyduk ve kabul ettik" dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O'na verdiğiniz) sözü hatırlayın ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, kalblerin içindekini bilmektedir.
8 Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah'a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyle bilmektedir.
9 Allah, iman eden ve iyi şeyler yapanlara söz vermiştir; onlara bağışlama ve büyük mükâfat vardır.
10 İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar cehennemliklerdir.
11 Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini unutmayın; hani bir topluluk size el uzatmaya yeltenmişti de Allah, onların ellerini sizden çekmişti. Allah'tan korkun ve müminler yalnızca Allah'a güvensinler.
12 Andolsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. (Kefil olarak) içlerinden on iki de başkan göndermiştik. Allah onlara şöyle demişti: Ben sizinle beraberim. Eğer namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, peygamberlerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel borç verirseniz (ihtiyacı olanlara Allah rızası için faizsiz borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve sizi, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkâr yolunu tutarsa doğru yoldan sapmış olur.
13 Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat'ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
14 "Biz hıristiyanlarız" diyenlerden de kesin sözlerini almıştık ama onlar da kendilerine zikredilen (verilen öğütlerin veya Kitab'ın) önemli bir bölümünü unuttular. Bu sebeple kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.
15 Ey ehl-i kitap ! Resûlümüz size Kitap'tan gizlemekte olduğunuz birçok şeyi açıklamak üzere geldi; birçok (kusurunuzu) da affediyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçık bir kitap geldi.
16 Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir.
17 "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesîh'dir" diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: Öyleyse Allah, Meryem oğlu Mesîh'i, anasını ve yeryüzündekilerin hepsini imha etmek isterse Allah'a kim bir şey yapabilecektir (O'na kim bir şeyle engel olabilecektir)! Göklerde, yerde ve ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah'a aittir. O dilediğini yaratır ve Allah her şeye tam manasıyle kadirdir.
18 Yahudiler ve hıristiyanlar "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu siz de O'nun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mülkiyeti Allah'a aittir. Sonunda dönüş de ancak O'nadır.
19 Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada size elçimiz geldi. Gerçekleri size açıklıyor ki (kıyamette): "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demiyesiniz. İşte size müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyle kadirdir.
20 Bir zamanlar Musa, kavmine şöyle demişti: Ey kavmim! Allah'ın size (lütfettiği) nimetini hatırlayın; zira O, içinizden peygamberler çıkardı ve sizi hükümdarlar kıldı. Alemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi.
21 Ey kavmim ! Allah'ın size (vatan olarak) yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybederek dönmüş olursunuz.
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası)
  MAİDE
5 Bugün temiz ve güzel olan her şey size helal kılındı. Kitap ehlinin yemekleri size, sizin yemekleriniz de onlara helaldir. Namusuyla yaşayan mü'min kadınlar ile namusuyla yaşayan ehli kitap kadınları, namusuyla yaşamaları, iffetsizlik yapmamaları ve aldatmamaları şartıyla, kendilerine hak ettikleri karşılığı da vererek nikahlamak size helâldir. Her kim emanete hıyanet ederse hiç bir hak talep edemez ve ahirette de kaybedenlerden olur.
6 Ey iman edenler! Destekleşme / dayanışma toplantısına geleceğiniz zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, topuklara kadar ayaklarınızı da... Eğer cünüpseniz, tastamam yıkanın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz, veya biriniz tuvaletten gelmişse, ya da kadınlara dokunmuşsanız ve de su bulamıyorsanız, bu durumda temiz bir toprağa ellerinizi sürün ve onunla yüzünüzü ve kollarınızı hafifçe ovun. Allah sizi sıkıntıya sokmak istemiyor. Tam tersi, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki şükretmesini bilesiniz.
7 Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve "işittik ve itaat ettik" dediğiniz zaman sizden aldığı sözü unutmayın. Daima sakının. Allah bütün sinelerin özünü bilir.
8 Ey iman edenler! Allah için hak ve adalet timsali insanlar olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizlik yapmaya sevk etmesin. Adaletten asla şaşmayın. Sakınmaya en uygun olan budur. Daima sakının. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
9 Allah, iman edip, iyilik, güzellik ve doğruluk için çalışanlara hem bağışlanma, hem de büyük bir mükâfat sözü veriyor.
10 Hakkı örtüp / yok etmek isteyerek ayetlerimizi yalanlayanları ise cehennem bekliyor.
11 Ey iman edenler / güvenenler! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani bir zamanlar sizi bir kaşık suda boğmak istiyorlardı da, Allah onlara geçit vermemişti. Daima sakının. İman edenler / güvenenler yalnızca Allah'a dayansınlar.
12 Şimdi iyi dinleyin! Allah, İsrailoğulları'ndan söz almıştı. İçlerinden on iki kurmay seçmiştik. Allah demişti ki: "Ben sizinle birlikteyim. Eğer siz destekleşmeyi / dayanışmayı ayağa kaldırır, ihtiyaçtan fazlasını vererek arınır, peygamberime inanır, ona kucak açar ve Allah'a güzel borç verirseniz, kesinlikle günahlarınızı silerim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra içinizden artık her kim kâfirlik ederse, doğru yoldan sapmış olur."
13 Sonra sözlerinde durmadıkları için onları lanetledik ve kalplerini taşlaştırdık. Onlar, kelimeleri aslından değiştirmekteydiler. Uyarıldıkları gerçeklerden paylarını almayı unutmuşlardı. İçlerinden pek azı dışında onlardan sürekli bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve onlara aldırma. Çünkü Allah, güzel ahlak sahiplerini sever.
14 "Biz Hıristiyanız" diyenlerden de söz almıştık. Fakat bunlar da uyarıldıkları gerçeklerin bir çoğunu unuttular. Biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin bıraktık. Yakında Allah, onlara ne işler yaptıklarını bildirecektir.
15 Ey kitap verilenler! Şimdi size, kitabınızın sakladığınız bir çok yerini açıklayan ve yaptığınız pek çok şeyi affetmeye hazır elçimiz geldi. Allah'tan bir aydınlık, bir açıklayıcı kitap geldi.
16 Allah bununla, rızasını arayanlara barış ve esenliğin yollarını gösterecek ve izni ile onları karanlıklardan aydınlığa çıkarıp doğru yolda yürütecek.
17 Açıkçası, "Meryem'in oğlu Mesih Allah'tır" diyenler kâfir olmuşlardır. Söyle onlara: "Eğer Allah, Meryem'in oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini yok etmek isterse buna kim engel olabilir?" Bütün göklerin, yerin ve arasındakilerin mülkiyeti Allah'ındır. İstediğini yaratır, Allah her şeye gücü yetendir.
18 Yine Yahudiler ve Hıristiyanlar, "biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" deyip duruyorlar. Söyle onlara: "Öyleyse günahlarınıza karşılık sizi de cezalandıracak olmasının sebebi nedir? Çünkü siz de onun yarattıklarından bir beşersiniz. O layık gördüğünü affeder, müstahak gördüğünü ise cezalandırır. Göklerin, yerin ve arasındakilerin mülkiyeti Allah'ındır. Dönüp dolaşıp O'na varacaksınız."
19 Ey kitap verilenler! Herhangi bir peygamberin gelmediği çağların ardından, "bizi müjdeleyecek ve uyandıracak hiç kimse gelmedi" demeyesiniz diye peygamberimiz geldi. Sizi müjdeleyen ve uyanışa çağıran peygamber geldi işte. Çünkü Allah'ın her şeye gücü yeter.
20 Bir zamanlar Musa halkına: "Ey halkım! Allah'ın size verdiği nimeti düşünün. Çünkü O, içinizden elçiler gönderdi, sizi hükümdarlar yaptı ve dünyada kimseye vermediğini size verdi."
21 "Ey halkım! Allah'ın size yazdığı kutlu ülkeye girin ve gerisin geri dönmeyin. Aksi halde kaybeder, perişan olursunuz" demişti.