Kur'an (354. Gün)

  • Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
  • Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
  • Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
  • Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
  • Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
  • Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası)
  et-TEVBE
49 Onlardan öylesi de var ki: "Bana izin ver, beni fitneye düşürme" der. Bilesiniz ki onlar zaten fitneye düşmüşlerdir. Cehennem, kâfirleri mutlaka kuşatacaktır.
50 Eğer sana bir iyilik erişirse, bu onları üzer. Ve eğer başına bir musibet gelirse, "İyi ki biz daha önce tedbirimizi almışız" derler ve böbürlenerek dönüp giderler.
51 De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.
52 De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.
53 De ki: İster gönüllü verin ister gönülsüz, sizden (sadaka) asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz yoldan çıkan bir topluluk oldunuz.
54 Onların harcamalarının kabul edilmesini engelleyen, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmeleri, namaza ancak üşenerek gelmeleri ve istemeyerek harcamalarından başka bir şey değildir.
55 (Ey Muhammed!) Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor.
56 (0 münafıklar) mutlaka sizden olduklarına dair Allah'a yemin ederler. Halbuki onlar sizden değillerdir, fakat onlar (kılıçlarınızdan) korkan bir toplumdur.
57 Eğer sığınacak bir yer yahut (barınabilecek) mağaralar veya (sokulabilecek) bir delik bulsalardı, koşarak o tarafa yönelip giderlerdi.
58 Onlardan sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar.
59 Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup, "Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek, Resûlü de. Biz yalnız Allah'a rağbet edenleriz" deselerdi (daha iyi olurdu).
60 Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışıp cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir.
61 (Yine o münafıklardan:) O (Peygamber, her söyleneni dinleyen) bir kulaktır, diyerek peygamberi incitenler de vardır. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır. Çünkü o Allah'a inanır, müminlere güvenir ve o, sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah'ın Resûlüne eziyet edenler için mutlaka elem verici bir azap vardır.
62 Rızanızı almak için size (gelip) Allah'a and içerler. Eğer mümin iseler Allah ve Resûlünü razı etmeleri daha doğrudur.
63 (Hâla) bilmediler mi ki, kim Allah ve Resûlüne karşı koyarsa elbette onun için, içinde ebedî kalacağı cehennem ateşi vardır. İşte bu büyük rüsvaylıktır.
64 Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin müminlere indirilmesinden çekinirler. De ki: Siz alay edin! Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.
65 Eğer onlara, (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette, biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk, derler. De ki: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz?
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası)
  TEVBE
49 Yine içlerinden, "bize izin ver, başımızı belaya sokma" diyenler var. Oysa asıl böyle yapmakla, belanın tam içine düştüler. Öyle ya, cehennem kâfirleri dışarıda bırakmayacak kadar geniş..!
50 Sana bir iyilik gelse, bu onların zoruna gider. Fakat başın belâya girse, "biz tedbirimizi önceden almıştık" derler ve sevinerek dönüp giderler.
51 De ki: "Bize hiç bir zaman Allah'ın yazdığından başkası ulaşmaz. O bizim yâr ve yardımcımızdır. Şu halde müminler yalnızca Allah'a dayanıp güvensinler."
52 De ki: "Siz, bizim için ancak iki güzel şeyden birini bekleyebilirsiniz. Biz ise size, Allah'tan veya bizim elimizden gelecek bir azap bekliyoruz. O halde bekleyin, biz de sizinle birlikte bekliyoruz."
53 De ki: "İster gönüllü, ister zoraki verin, verdikleriniz hiçbir zaman kabul edilmeyecektir. Çünkü siz, yodan çıkmış bir güruh oldunuz.
54 Onların verdiklerinin kabul edilmesine engel olan, yalnızca Allah'a ve peygamberine kâfirlik etmeleri, destekleşme / dayanışmaya üşenerek gelmeleri ve verdiklerini de ancak istemeyerek vermeleridir.
55 Sakın onların malları da, çocukları da seni imrendirmesin. Allah, sadece dünya hayatında onlara bunlarla azap etmeyi ve canlarının kâfir olarak çıkmasını istiyor.
56 Yine, sizden olduklarına dair Allah'a yemin eder dururlar. Oysa sizden değildirler. Onlar sadece korkudan ödleri kopan, kuru kalabalıktır.
57 Eğer sığınacak bir yer, yahut barınacak mağaralar ya da kaçacak bir delik bulsalardı, hiç düşünmez başlarını oraya sokarlardı.
58 Yine aralarında, sadakalar konusunda seni çekiştirenler var. Çünkü ondan kendilerine verilince memnun olurlar, verilmeyince de hemen bozulurlar.
59 Ne olurdu bunlar, Allah ve elçisi kendilerine ne verdiyse ona razı olsalardı da, "bize Allah yeter. Allah bize engin cömertliğinden yine verir, peygamberi de bundan geri durmaz. Bizim bütün beklentimiz Allah'tandır" deselerdi.
60 Sadakalar ancak fakirler, yoksullar, (zekat) çalışanları, kalplerine sevinç bırakılacaklar, boyunduruk altındakiler, borçlular, Allah yolundakiler ve sokakta kalmışlar içindir. Allah böyle farz kıldı. Allah bilendir, bilgedir.
61 Yine içlerinden peygamberi inciten ve "o, her söylenene kulak veriyor" diyenler var. Söyle onlara: "O, nezaketinden dolayı her söylenene kulak veriyor. Allah'a inanıyor, müminlere güveniyor ve iman edenlere / güvenenlere sevgi ve merhametle kucak açıyor." Allah'ın peygamberini incitenleri ise acı bir azap bekliyor.
62 Sizin gözünüze girmek için Allah'a yemin edip duruyorlar. Oysa eğer bunlar gerçekten mü'min olsalardı, her şeyden önce Allah'ın ve peygamberinin rızasını aramaları gerekirdi.
63 Hem onlar bilmiyorlar mı ki Allah'a ve peygamberine kafa tutan kimseyi ebedi cehennem ateşi bekliyor. Aşağılanmanın en büyüğü de zaten budur.
64 Münâfıklar / infâk etmeyenler, kalplerinde olanı ortaya çıkaracak bir surenin indirilmesinden korkuyor. Söyle onlara: "Alay edin bakalım, çünkü Allah o korktuğunuzu başınıza getirecektir."
65 Şayet kendilerine sorsan, "canım laf olsun işte, şakalaşıyorduk" diyecekler. Söyle onlara: "Siz Allah ile, ayetleriyle ve peygamberiyle dalga mı geçiyordunuz?"