Kur'an (360. Gün)

  • Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
  • Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
  • Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
  • Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
  • Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
  • Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası)
  el-MÂİDE
22 Onlar şu cevabı verdiler: Yâ Musa! Orada zorba bir toplum var; onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz.
23 Korkanların içinden Allah'ın kendilerine lütufda bulunduğu iki kişi şöyle dedi: Onların üzerine kapıdan girin; oraya bir girdiniz mi artık siz zaferi kazanmışsınızdır. Eğer müminler iseniz ancak Allah'a güvenin.
24 "Ey Musa! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu halde, sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız" dediler.
25 Musa: "Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına hakim olamıyorum; bizimle, bu yoldan çıkmış toplumun arasını ayır" dedi.
26 Allah, "Öyleyse orası (arz-ı mukaddes) onlara kırk yıl yasaklanmıştır; (bu müddet içinde) yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Artık sen, yoldan çıkmış toplum için üzülme" dedi.
27 Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), "Andolsun seni öldüreceğim" dedi. Diğeri de "Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder" dedi (ve ekledi:)
28 "Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile) ben sana, öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım."
29 "Ben istiyorum ki, sen, hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın; zalimlerin cezası işte budur."
30 Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu.
31 Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Katil kardeş) "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar da olamadım mı ki, kardeşimin cesedini gömeyim" dedi ve ettiğine yananlardan oldu.
32 İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.
33 Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.
34 Ancak, siz kendilerini yenip ele geçirmeden önce tevbe edenler müstesna; biliniz ki Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
35 Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.
36 Şüphe yok ki kâfir olanlar, yer yüzündeki her şey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır.
37 Ateşten çıkmak isterler, fakat onlar oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır.
38 Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir.
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası)
  MAİDE
22 Onlar: "Ey Musa, orada çok zorlu savaşçı adamlar var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyiz. Eğer onlar oradan çıkarsa, biz de gireriz" dediler.
23 Allah'ın her ikisine de nimet verdiği, içinde Allah korkusu olan iki yiğit öne çıkıp, "onlara cepheden saldırın. Bir kez cepheyi yardınız mı, artık kesinlikle galipsiniz. Allah'a dayanın, gerçekten inanmış yiğitlerseniz" dedi.
24 Onlar: "Ey Musa, onlar oldukça biz asla oralara giremeyiz. Sen ve Rabbin gidin birlikte savaşın, biz burada oturacağız" dediler.
25 Musa, "Ey Rabbim görüyorsun, ben kendimden ve kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık bizimle yoldan çıkmış güruhun arasını ayır" dedi.
26 Allah, "artık orası onlara kırk yıl yasak edildi. Yeryüzünde aylak aylak dolanıp duracaklar. Artık yoldan çıkmış topluluğa acıma" dedi.
27 Yine onlara, Adem'in iki oğlu kıssasının gerçeğini anlat. Hani ikisi, birer yakınlaşma / taqarrubda bulunmuşlardı da birininki kabul edilmiş, diğerininki edilmemişti. Birisi, "ben seni kesinlikle öldüreceğim" derken, diğeri "Allah, ancak sakınanlardan kabul eder."
28 "Açıkçası, sen öldürmek için bana el uzatsan da, ben öldürmek için sana el uzatmayacağım. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım."
29 "Dilerim, hem benim, hem de kendinin günahını yüklenip cehennemi boylarsın. İşte zulmedenlerin cezası budur" dedi.
30 Kardeşini öldürmek, kendini kaptırdığı ihtirasına hiç de zor gelmedi ve böylece kaybedenlerden oldu.
31 Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermesi için, yeri deşen bir karga gönderdi. Bunun üzerine, "yazıklar olsun, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömemedim " diye vicdan azabı çekti.
32 Bunun için İsrailoğullan'na kitapta şunu bildirmiştik: "Her kim bir kişiyi, kısas veya yeryüzünde fesat çıkarmak dışında öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kişinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur." Açıkçası, elçilerimiz onlara söze dayalı apaçık delillerle geldiler, fakat hâlâ birçoğu, yeryüzünde aşırılıkta sınır tanımıyor.
33 Allah'a ve peygamberine karşı savaş açanlar ve yeryüzünde fesat çıkarıp duranlar, öldürülmek, asılmak, giderek elden ayaktan kesilip güç kaybetmek ve yeryüzünde sürgün edilip durmaktan başka bir şeyle karşılaşmazlar. Bu, onların dünyada karşılaşacakları zillettir. Ahirette ise onları büyük bir azap bekliyor.
34 Ancak, siz daha güçlü hale gelmeden önce tövbe edenler olursa, biliniz ki Allah bağışlayıcıdır, sevgi ve merhamet kaynağıdır.
35 Ey iman edenler! Daima sakının. O'na yaklaşmaya vesile arayın. O'nun yolunda cihat edin ki, kurtuluşa eresiniz.
36 Kâfirler, yeryüzündekilerin hepsini, hatta iki katını, kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye olarak verecek olsalar, yine de kendilerinden kabul edilmez. Onları korkunç bir azap bekliyor.
37 Onlar ateşten çıkmak isteyecekler, fakat asla çıkamayacaklar. Sürgit devam edecek bir azaptır onları bekleyen.
38 Hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadının suçları sabitleşince, yaptıklarının karşılığı ve Allah tarafından caydırıcı bir ceza olmak üzere ellerini kesin. Allah güçlüdür, bilgedir.