- Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
- Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
- Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
- Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
- Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
- Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Kur'an (353. Gün)
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası) |
|
| et-TEVBE | |
| 32 | Allah'ın nûrunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez. |
| 33 | O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resûlünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir. |
| 34 | Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! |
| 35 | (Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): "İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın!" |
| 36 | Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir. |
| 37 | (Haram ayları) ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır. Allah'ın haram kıldığının sayısını bozmak ve O'nun haram kıldığını helâl kılmak için (haram ayını) bir yıl helâl sayarlar, biryıl da haram sayarlar. (Böylece) onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. |
| 38 | Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda savaşa çıkın!" denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır. |
| 39 | Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) O'na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir. |
| 40 | Eğer siz ona (Resûlullah'a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kâfirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına. Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir. |
| 41 | (Ey müminler!) Gerek hafif, gerek ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. |
| 42 | Eğer yakın bir dünya malı ve kolay bir yolculuk olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi. Fakat meşakkatli yol onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çıkardık" diye kendilerini helâk edercesine Allah'a yemin edecekler. Halbuki Allah onların mutlaka yalancı olduklarını biliyor. |
| 43 | Allah seni affetti. Fakat doğru söyleyenler sana iyice belli olup, sen yalancıları bilinceye kadar onlara niçin izin verdin? |
| 44 | Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla canlarıyla savaşmaktan (geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah takvâ sahiplerini pek iyi bilir. |
| 45 | Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kuşkuları içinde bocalayanlar senden izin isterler. |
| 46 | Eğer onlar (savaşa) çıkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranışlarını çirkin gördü ve onları geri koydu; onlara "Oturanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun!" denildi. |
| 47 | Eğer içinizde (onlar da savaşa) çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmazdı ve mutlaka fitne çıkarmak isteyerek aranızda koşarlardı. İçinizde, onlara iyice kulak verecekler de vardır. Allah zalimleri gayet iyi bilir. |
| 48 | Andolsun onlar önceden de fitne çıkarmak istemişler ve sana nice işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri yerini buldu. |
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası) |
|
| TEVBE | |
| 32 | Allah'ın nurunu lâf kalabalığı ile söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kâfirlerin hoşuna gitmese de nurunu tamamlamak istiyor. |
| 33 | Peygamberini doğru yolu göstermek ve hak dini diğer bütün dinlerden üstün kılarak yaymak için gönderen O'dur. İsterse ortak koşanlar hoşlanmasınlar. |
| 34 | Ey iman edenler! Hahamların ve rahiplerin bir çoğu, insanların mallarını hem haksızlıkla yiyor, hem de onları Allah yolundan alıkoyuyorlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda infâk etmeyenleri, acı bir azabın beklediğini haber ver. |
| 35 | O gün o biriktirip yığdıkları cehennem ateşinde kızartılacak ve alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak. "İşte bu, kendiniz için biriktirip yığdıklarınız... Tadın biriktirip yığdıklarınızı" denilecek. |
| 36 | İşin doğrusu, Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı gün Allah'ın karar verdiği şekilde on iki ay olup, bunlardan dördü haram aylardır. İşte dosdoğru hayat dini budur. Bu konuda kendinize haksızlık etmeyin. Allah'a ortak koşanlar sizinle topyekün savaştıkları gibi, siz de onlarla topyekün savaşın, ve bilin ki Allah, kendisini kalkan edinenlerle beraberdir. |
| 37 | O haram ayların yeriyle oynama adeti ancak küfürde ileri gitmektir ki, bununla kâfirler şaşırtılır. Allah'ın haram kıldığı aylara uyum sağlasın diye Allah'ın yasağını delerek bir yıl helal, bir yıl haram sayıyorlar. Yaptıkları bu kötülük, kendilerine güzel görünüyor. Allah, kâfirler güruhunu doğru yolda yürütmez. |
| 38 | Ey iman edenler! Size ne oldu ki "Allah yolunda savaşa çıkın" denildiğinde yerinize yığılıp kaldınız? Yoksa ahiretten geçip dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama dünya hayatının zevki, ahiretin / geleceğin yanında pek az bir şeydir. |
| 39 | Eğer topluca savaşa çıkmazsanız, O size acı bir şekilde azap eder. Yerinize başka bir halk getirir ve siz de ona zerrece zarar veremezsiniz. Allah'ın her şeye gücü yeter. |
| 40 | Eğer siz peygambere yardım etmezseniz, Allah ona yardım edecektir. Tıpkı kâfirlerin mecbur ettiği, o hicret günlerinde mağarada bulunan iki kişiden biriyken yardım ettiği gibi. Hani arkadaşına, "üzülme, Allah bizimle beraberdir" dediği o kritik anda... Allah, ona kendine güven duygusu vermiş, onu görmediğiniz ordularla destekleyerek kâfirlerin sözünü yerlere sermiş, Allah'ın sözünü ise yükseklere taşımıştı. Allah çok güçlüdür, çok bilgedir. |
| 41 | Hafifiyle ağırıyla topyekûn savaşa çıkın. Mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edin. Eğer işin bilincindeyseniz, bu sizin iyiliğinizedir. |
| 42 | Rahat bir yolculuk olsaydı ve İşin ucunda ganimet görselerdi, arkana düşerlerdi. Bundan hiç şüphen olmasın. Ne var ki o zorlu yolculuk kendilerine uzak geldi. Yakında, "eğer gücümüz olsaydı sizinle birlikte savaşa çıkardık" diye yemin edecekler. Kendilerini helâke sürükleyecekler. Allah onların yalancı olduklarını biliyor. |
| 43 | Allah seni affetsin. Doğru söyleyenlerin ve yalancıların kim olduğunu anlayıp dinlemeden onlara neden izin verdin? |
| 44 | Allah'a ve ahiret gününe candan iman edenler / güvenenler, mallarıyla ve canlarıyla cihattan geri durmak için senden izin istemezler. Zaten Allah, bu bilinçle yaşayanların kimler olduğunu çok iyi biliyor. |
| 45 | Senden izin isteyenler, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri hastalıklı ve şüpheler içinde kıvranıp duranlardır. |
| 46 | Eğer cihada çıkmaya niyetleri olsaydı, mutlaka onun için hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, davranışlarından hoşlanmadı da onları alıkoydu ve "oturun, oturanlarla beraber" denildi. |
| 47 | Zaten sizinle gelselerdi, fitne çıkarmaktan başka bir işe yaramayacak ve sırf moralinizi bozmak için aranıza karışacaklardı. Doğrusu, içinizde onlara kulak verecekler de yok değildi. Allah, o nankörleri çok iyi biliyor. |
| 48 | Aslında onlar, fitneyi daha önce çıkarmak istediler ve sana karşı türlü işler çevirdiler. Sonuçta onların hoşuna gitmemesine rağmen, hak yerini buldu ve Allah'ın emri üstün geldi. |
WhatsApp ile iletişim